Elon Musk’ın Herkesi Bezdiren Davranışlarının Psikolojisi

Hepimiz her gün ismini görüyoruz. Bir haberde, videoda ya da bir tweet’te. Elon Musk şüphesiz günümüzün en çok konuşulan isimlerinden biri. Üstelik adının yan yana geldiği konular da oldukça ilgi çekici.

İnsanlığı Mars’a götürmek ve koloniler kurmak için SpaceX‘i, sürdürülebilir ve yaşanabilir bir gelecek için Tesla‘yı, beyin-makine arayüzleri geliştirerek ‘beynimize çip takmak için’ Neuralink‘i kurdu. Son olarak da kendi iddialarına göre ‘ifade özgürlüğü’ için Twitter’ı satın aldı… Ancak tüm bunlar yaşanırken Elon Musk’ın imajı da tekrar tekrar değişime uğradı. 

Gerçek dünyanın Iron Man’i, günümüzün Steve Jobs’ı, bir dahi ve insanlığı düşünen bir girişimci…

Bu ifadelerin her biri, özellikle de çok konuşulan bir isim olduğu son birkaç yıldır Elon Musk için sık sık kullanılan ifadelerdi. Fakat özellikle son bir yılda bu ifadelerin yerini ‘narsist’ ‘bencil’ ‘manipülatif’ ‘dengesiz’ patron ifadeleri aldı. 

Her ne kadar Tesla ve SpaceX ile ilgili gündemler de zaman zaman tartışmalı olsa da, her şeyin pimini çeken esas gelişme, Musk’ın bir anda ortaya çıkan ‘Twitter’ı satın alma’ teklifi oldu.

Twitter’ın satın alınması sonrası yaşanan akılalmaz gelişmeler ise son adeta darbe oldu ve Musk’ın ‘Kurtarıcı deha’ imajı bir anda ‘Şeytani, sonumuzu getirecek, narsist ve çılgın bilim insanı‘ imajına dönüştü.

Peki Elon Musk’ın davranışları bize psikolojisi ile ilgili ne söylüyor?

Bu soruya cevap vermek için önce kısaca Elon Musk’ın bazı özelliklerine ve davranışlarına göz atmamız gerekiyor.

  • Musk oldukça aceleci ve dediğim dedik biri. Neredeyse tüm şirketlerinde çalışmaların hızlanması ve ‘onun istediği tarihe’ yetişmesi için çalışanlarına baskı kurduğu biliniyor. Buna en güncel örnekler ise Twitter’da yaptıkları ile Neuralink çalışmalarında ekibe acele ettirdiğini ve gerçekçi olmayan bir çalışma/hedef takvimi koyduğunu gösteren açıklamalar.
  • Kendi ideallerine çok bağlı ve hayalperest biri. Bu da onu zaman zaman gerçeklikten uzaklaştırıyor. Yukarıdaki maddenin bir devamı olarak, bu hayalperest ve aynı zamanda idealist kişiliği, şirketlerinde büyük sorunlara yol açıyor.
  • Şirketlerinin geliştirdiği teknolojiler ve ürünler ile ilgili gerçek olmayan bilgiler yayarak yanıltıcı olabiliyor. Bunun en iyi örnekleri Tesla, SpaceX ve Neuralink’te ‘şu gün bu ürünü/teknolojiyi göstereceği’ dediği şeylerin çoğunun yıllarca gecikmeyle gelmesi. Aynı zamanda bu manipülatif davranışları kripto piyasasıyla ilgili de sık sık yaptığı bir dönem olmuştu.
  • Otorite kavramıyla ciddi problemleri var. Şirketlerinde üst düzey yöneticiler, yönetim kurulu üyeleri ya da her kimden gelirse gelsin, kendi fikirlerinin dışında bir fikir, hedef ya da söyleme tahammülü yok. 
  • Musk aynı zamanda sık sık kendi sözlerini çiğneyerek geri adım atabiliyor. Bu da karar mekanizmasının çok da sağlıklı çalışmadığına işaret ediyor. 
  • Musk’ın çalışma ortamında sık sık ‘öfke patlamaları’ yaşadığı da yıllardır konuşulan konulardan biri. Öfkesini kontrol edemiyor, fevri kararlar veriyor. Bu karar kimi zaman bir çalışanı düşünmeden kovmak ya da bir projeyi askıya almak kadar keskin olabiliyor. 
  • Çalışanları kovmak demişken… Musk bu konuda epey duyarsız ve empatiden yoksun davranıyor, tüm şirketlerinde mobinge varan tavırların yanında çalışanlarını ‘onun istediği gibi çalışmazlarsa’ anında kovabiliyor.

Tüm bu özellikler ve davranışlar, Musk’ın isminin sık sık ‘narsist’ kelimesi ile yan yana gelmesine neden oluyor.

Narsistik kişilik bozukluğuna sahip insanlar, oldukça manipülatif, bencil ve öfkeli olabiliyor;

  • Kendine çok değer verme
  • Kendini herkesten üstün görme ve kendi idealleri için insanları manipüle ederek kullanma
  • İlgi ve hayranlık görmeye büyük bir ihtiyaç ve bu yönde davranışlar sergilemek
  • Abartılı bir başarı ve yetenek duygusu
  • Sınırsız güç, seks, güzellik fantezileri
  • Eleştiriye, kayıtsızlığa veya yenilgiye tepki olarak soğukkanlı bir kayıtsızlık veya öfke

gibi davranışlarla özdeşleşen bir kişilik bozukluğu olarak tanımlanan narsistik kişilik bozukluğu, söz konusu Musk olduğunda pek çok maddeye ‘evet’ dedirtiyor.

Musk’ın gerek Mars’a yönelik vizyonu ve kendini konumlandırdığı yer, gerek elektrikli otomobillerin gelişimi ile ilgili kendine yüklediği başarılar narsistik davranışlarını su yüzüne çıkarırken çalkantılı özel hayatı da bize bu konuda bazı sinyaller gönderiyor.

Sürekli ilgi görmek, tepki almak ve onaylanmak için Twitter’da milyonlarla kurduğu iletişim, kendi düşüncelerini onaylayan tweet’leri sürekli paylaşması gibi davranışların yanında eleştirilere asla tahammül edemediğini gösteren sayısız örnek, narsistik kişilik bozukluğuna sahip insanlarda görünen davranışlarla örtüşüyor.

Tabii ki Musk’a narsistik kişilik bozukluğu teşhisi koymak herhangi bir değerlendirme ile bizlerin yapabileceği bir şey değil. Fakat bazı psikologlar ve psikiyatrlar da ‘teşhis koyamayız çünkü danışanımız değil’ deseler de ‘narsistik davranışlar sergilediğini’ açıkça söylüyorlar.

Narsistik kişilik bozukluğu ile bağlantılı ve pek çok ‘liderde’ gördüğümüz bir başka ‘kişilik özelliği’ ise ‘güç zehirlenmesi’ olarak bilinen ‘hubris sendromu’.

Özellikle yöneticilerde, yargıç ve avukatlarda, siyasi liderlerde ve şirketlerin üst düzey yetkililerinde görülebilen bir durum olan bu sendrom, kişilerin kendi yeteneklerini ve kararlarını aşırı abartması, hata yapacağını düşünmemesi, her daim haklı olduğuna inanması, aşırı kibir ve gurur gösteren davranışlar sergilemesi olarak özetleniyor.

Elon Musk’ın yıllar içerisinde geldiği nokta, güç elde ettikçe ‘zehirlenmiş’ olabileceğini gösteriyor…

Ancak Musk’ın karakterini etkileyen ve geçtiğimiz yıllarda açıkladığı bir sağlık sorunu da var;

Musk geçtiğimiz yıl katıldığı Saturday Night Live programında asperger sendromlu olduğunu açıklamıştı. Esprili bir dille durumundan bahseden Musk,

Saturday Night Live’ı sunmak onur verici, bunu içtenlikle söylüyorum. Bazen bir şey söyledikten sonra ‘içtenlikle söylüyorum’ diye eklemem gerekiyor, böylece insanlar içtenlikle söylediğimi anlıyorlar. Çünkü her zaman geniş bir tonlama çeşitliliğiyle konuşmuyorum. Bana söylenene göre bu durum iyi bir komedi malzemesi. Aslında bakarsanız bu gece SNL’i sunan ilk asperger sendromlu kişi olarak tarih yazıyorum; en azından itiraf eden ilk kişi olarak. Bu yüzden bu gece konuklarla çok fazla göz teması kuramayacağım.

diyerek çoğu zaman ‘garip’ bulunan ve çekingen, içe dönük, iletişim kurmada zorluk yaşayan bir karakter olduğuna yönelik söylemlere de cevap vermişti.

Aynı konuşmanın devamında ise “Bazen garip şeyler söylediğimi ya da paylaştığımı biliyorum. Beynim böyle çalışıyor, hepsi bu. Gücendirdiğim herkese şunu söylemek istiyorum: Elektrikli arabaları tekrar icat ettim ve roketlerle Mars’a insan gönderiyorum. Sakin ve normal biri olacağımı mı düşündünüz?” diyerek durumuna açıklık getirmişti.

Peki asperger sendromu tam olarak ne ve karakter üzerinde ne gibi etkileri var? Kısaca özetlemek gerekirse, asperger sendromu, otizm spektrum bozuklukları olarak adlandırılan nörolojik bozukluklardan biri. Doğuştan gelen ya da doğumdan sonraki ilk yıllarda ortaya çıkan bir nöro-gelişimsel farklılık.

Asperger sendromlular;

  • Arkadaşlık kurma ve sürdürme sürecinde zorluklar ile karşılaşma,
  • Diğerlerinin duygu ve düşüncelerini kavrayamamak yani empati kuramamak,
  • Sınırlı sayıda belirli konulara gösterilen takıntılı ilgi,
  • Düzensiz konuşma veya konuşmayı kendi ilgi alanına yönlendirme,
  • Diğer tarafın konuştuğu konuya odaklanamama,
  • El çırpma veya uzuv sallama gibi tekrarlanan motor davranışlar,
  • Göz teması kuramama veya göz temasını çok odaklı sürdürmek,
  • Dilin alaylı ya da ironi ile kullanımını anlamada güçlük çekmek,
  • Kişilerarası beklenen sınırlara uymama,  
  • Mahremiyet algısının gelişmemesi,
  • Rutine aşırı bağlılık,
  • Sakarlık, ses tonunu içinde bulunan duruma uygun ayarlamada veya aynı tutmada zorlanma,
  • Sesli, görsel, kokulu, tat almaya bağlı veya temasa bağlı uyarıcılara karşı hassasiyet,
  • Sosyal farkındalıkta eksiklik ile sosyalleşmeye karşı ilgi eksikliği,  
  • Vücut dilini anlayamama ile kendini ifade ederken yüz ifadesini değiştirmeme ve mimik kullanma eksikliği ya da abartılı mimiklerin kullanılması

gibi bazı davranışsal ve bilişsel özelliklere sahipler. Bu da Musk’ın kimi davranışlarının nedeninin ne olduğunu anlamamızı sağlıyor.

Elon Musk, şüphesiz tarihimizin en önemli karakterlerinden biri. Kurduğu şirketler ile gerçekten önemli başarılara imza attı. Atmaya da devam ediyor. Ancak ne yazık ki aldığı kararlar ve attığı yanlış adımlar imajının zedelenmesine neden oldu.

Twitter’da yaptığı keyfi değişiklikler, ‘ifade özgürlüğü’ adı altında kitlelere zarar verebilecek adımlar atması, binlerce çalışanını kovması, Neuralink’te ekiplere acele ettirip böylesine büyük bir projenin takvimine baskı uygulaması, Tesla’da tutamayacağı sözler vermesi, kripto piyasasını manipüle etmesi ve tüm bunları yaparken hep ‘en doğrusunu’ yaptığını düşünmesi, Musk için işlerin pek de yolunda gitmediğini gösteriyor.

Bu adımlardan ve çizdiği yeni ‘kötücül’ imajdan Musk ve şirketleri nasıl etkilenecek, bu kararlar bizlerin hayatını nasıl etkileyecek, zaman içerisinde hep birlikte göreceğiz…

Kaynaklar: Business Insider, Wired, The Association for Business Psychology, NY Times, Time, International Institute for Management Development, APA Dictionary of Psychology

Yorum yapın